“NASILSIN?”

 

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Atatürk Üniversitesinin iş birliğiyle antidepresan ilaçlarının bilinçsiz kullanımıyla ilgili bir konferans düzenlenecek.

 

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Atatürk Üniversitsitesi iş birliğiyle antidepresan ilaçlarının bilinçsiz kullanımıyla ilgili konferans gerçekleştirilecek. Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezinde (CİNETEKNO) 6 Mayıs Salı günü saat 13.00’de yapılacak olan konferans halka açık olacak

nasilsin-iyiyim

Ana Sayfa Erzurum Gençlik Etkinlik Kültür-Sanat Spor Tarih Sağlık Gezi Ekonomi “BİR DİL BİR İNSAN, BEDEN DİLİ ORTAK LİSAN”

974315_1392534547697656_1114949354_nSETA Akademi “Bir Dil Bir İnsan Beden Dili Ortak Lisan” adıyla bir konferans düzenleyecek. Katılımcılara uluslararası geçerliliği olan 2 adet sertifika verilecek.
SETA Akademi; Yrd. Doç. Dr. Taşkın Kılıç tarafından Beden Dili Eğitimi, Yrd. Doç. Dr. Sedat Bostan tarafından Liderlik Eğitimi ve Öğretim Görevlisi M. Serhat Semercioğlu tarafındanda  Güzel Konuşma ve Diksiyon Eğitiminin verileceği bir seminer düzenleyecek. Konferansa katılanlara uluslararası geçerliliği olan 2 adet Türkçe ve İngilizce sertifika ile sesli kitap verilecek. 15 lira katılım ücreti olan seminer, 12 Mayıs Pazar günü saat 14.00’de Erzurum

ÖZKAN: “ÜLKEMİZDE EBE SAYISI YETERSİZ”

Sağlık Bilimleri Fakültesi, Dünya Ebeler Günü’nü, Atatürk Üniversitesi Kültür ve Gösteri Merkezi’nde düzenlediği bir panelle kutladı. Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hava Özkan ebe sayısının yetersizliğinden yakındı.1-290x160

Sağlık Bilimleri Fakültesi, Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hava Özkan, ebeliğin, tarihin en eski ve kutsal mesleklerinden biri olduğunu belirterek, tüm dünyada aile sağlığını korumak ve yükseltmek için çalışan ebelerin, sağlık alanında yurdun her köşesinde önemli ve kutsal bir görev sürdürdüklerini, bumesleğin yüklendiği önemli misyon ile toplumun vazgeçilmez meslekleri arasında yer aldığını vurguladı.

“Ebeler Bir Aile İle Dünyayı Değiştirir”

Ebe sayısı yetersizliğinin  de altını çizen Yrd. Doç. Dr. Hava Özkan, “Ebelik hizmetlerinin, sağlık bakım maliyetlerini azalttığı ve ülke ekonomisine olumlu katkı sağladığının bilinmesine rağmen, ülkemizde ebeler ve ebelik hizmetlerinin önemi göz ardı edilmektedir. Ebelik mesleğini ilgilendiren doğum politikaları, sezaryenin azaltılması, gebe eğitimi gibi konular ülke gündemini sürekli meşgul ederken, ebeliği güçlendirmeye ve mesleki sorunların çözümüne yönelik çalışmaların yeterince yapılmaması son derece düşündürücüdür. Sağlıklı toplum, sağlıklı ve normal doğumla başlar. Yaşam mucizesinin tıbbi tanığı ebelerin, ebelik mesleğinin, yaşamın sağlıklı, doğal başlaması ve sürmesine aracı olması nedeniyle 5 Mayıs Dünya Ebeler Günü’nü kutlar, mutluluk ve başarılar dilerim.” diye konuştu.

5 Mayıs Dünya Ebeler Günü

Sağlık Bilimleri Fakültesi, Dünya Ebeler Günü’nü, Atatürk Üniversitesi Kültür ve Gösteri Merkezi’nde düzenlediği bir panelle kutladı.165929-3d5747dee18a8f96f4681021bec35415

Sağlık Bilimleri Fakültesi, Dünya Ebeler Günü’nü, Atatürk Üniversitesi Kültür ve Gösteri Merkezi’nde düzenlediği bir panelle kutladı.

Sağlık Bilimleri Fakültesi, öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Hava Özkan, Ebeliğin, tarihin en eski ve kutsal mesleklerinden biri olduğunu belirterek, tüm dünyada aile sağlığını korumak ve yükseltmek için çalışan ebelerin, mesleğin, yüklendiği önemli misyonu ile toplumun vazgeçilmez meslekleri arasında yer aldığını, sağlık alanında yurdumuzun her köşesinde önemli ve kutsal bir görev sürdürdüklerini vurguladı.

“EBELER, HER SEFERİNDE BİR AİLE İLE DÜNYAYI DEĞİŞTİRİR”

Özkan, Ana-Çocuk Sağlığı hizmetleriyle birlikte, doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası dönemde anneye ve bebeklere bakım hizmetleri veren ebelerin, tüm dünyada anne, çocuk ve aile sağlığının yükseltilmesi amacıyla çalışan Uluslararası Ebelik Konfederasyonu (ICM), 2014 yılı kutlama temasını, belirleyerek, ebelik hizmetlerinin önemine dikkat çektiklerini ifade etti.

Ebe sayısı yetersizliğinin  de altını çizen Yrd. Doç. Dr. Hava Özkan, “Ebelik hizmetlerinin, sağlık bakım maliyetlerini azalttığı ve ülke ekonomisine olumlu katkı sağladığı bilinmesine rağmen, ülkemizde ebeler ve ebelik hizmetlerinin önemi göz ardı edilmektedir. Ebelik mesleğini ilgilendiren doğum politikaları, sezaryenin azaltılması, gebe eğitimi gibi konular ülke gündemini sürekli meşgul ederken, ebeliği güçlendirmeye ve mesleki sorunların çözümüne yönelik çalışmaların yeterince yapılmaması son derece düşündürücüdür ”dedi.

 Hava Özkan, “Sağlıklı toplum, sağlıklı ve normal doğumla başlar. Yaşam mucizesinin tıbbi tanığı ebelerin, ebelik mesleğinin, yaşamın sağlıklı, doğal başlaması ve sürmesine aracı olması nedeniyle 5 Mayıs Dünya Ebeler Günü’nü kutlar , mutluluk ve başarılar dilerim” diye konuştu.

Türkiye’deki tutuklu gazeteciler neyle suçlanıyor

Türkiye’de hemen her fırsatta basın özgürlüğü bulunmadığını iddia edenlerin en büyük gerekçesi tutuklu gazeteciler.. Peki bu tutuklu gazeteciler, gazetecilik yapmakla mı suçlanıyor?tutuklu-gazeteci_2464

Merkezi Washington’da bulunan sivil toplum kuruluşu Freedom House, “Dünyada basın özgürlüğü” raporunu yayınladı. Bu raporda Türkiye’yi, “kısmen özgür” statüsünden “özgür değil” statüsüne düşürdü.

“EN ÇOK TUTUKLU GAZETECİ TÜRKİYE’DE”

“Dünyada en çok tutuklu gazetecinin Türkiye’de olduğu” iddia edilen raporda,“Medya yöneticileri, hükümeti eleştiren gazetecilerin susturulmaması halinde, çeşitli yaptırımlarla tehdit ediliyorlar” ifadesine yer verildi.

KAÇ KİŞİ CEZAEVİNDE, NE İLE SUÇLANIYORLAR?

‘Tutuklu Gazeteciler’ listesi incelendiğinde ise Türkiye’de cezaevinde 15 isim bulunuyor. Bu 15 isimden 7 kişinin yargılaması tamamlandı ve hüküm giydiler. 8 kişinin yargılaması ise tutuklu olarak devam ediyor. Söz konusu kişilerin ‘gazetecilik faaliyeti’nden değil terör faaliyetlerinden dolayı hüküm giydiği göze çarpıyor.

LİSTEDEKİ İSİMLERİN İLİŞKİLENDİRİLDİĞİ ÖRGÜTLER

7 kişi PKK/KCK terör örgütü,
3 kişi DHKP-C terör örgütü,
3 kişi MLKP/MK terör örgütü,
1 kişi TKP (ML) TİKKO terör örgütü,
1 kişi İBDA-C terör örgütü
ile ilişkilendiriliyor

LİSTEDEKİLERİN ALDIKLARI HÜKÜMLERE VE İSNAT EDİLEN SUÇLARA GÖRE DAĞILIMI

Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme, resmi belgede sahtecilik, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma (4 kişi)

Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma (10 kişi)

Yasadışı Silahlı Terör Örgütü Kurma, Yönetme/Propaganda Yapma (1 Kişi)

YARGILANMASI TAMAMLANANLARIN HÜKÜM ALDIKLARI EYLEMLER

H. D;

MLKP terör örgütü adına faaliyette bulunmak ve A.A. adlı şahısla birlikte kaldığı hücre evinde değişik çapta ateşli silahlar bulundurmak,

Resmi belgede sahtecilik, (Başkası adına düzenlenmiş sahte kimlik belgesi kullanmak)

31 Temmuz 2001 günü Kadıköy ilçesi Kızıltoprak Mahallesi, Kalamış Marina’ya patlayıcı madde koymak,

24 Ocak 2003 günü Eyüp ilçesi Rami Kuru Gıda Toptancılar Sitesinde bulunan Akbank Topçular Şubesinin silahlı soygunu,

17.03.2003 günü Maltepe ilçesi Cevizli Mahallesinde A.K. ve H.K. adlı iki kişiye ait silahların yağmalanması,

Hatice Duman’ın AİHM’e 43918/08 numara ile yaptığı başvuruda Türkiye, “uzun tutukluluk” sebebiyle ihlal almıştır. AİHM, yargılama içeriği ve verilen cezalarla ilgili bir değerlendirme yapmamıştır.

M. G;

DHKP-C örgütü üyesi olmak,

Resmi belgede sahtecilik, (Başkası adına düzenlenmiş sahte kimlik belgesi kullanmak)

2 Nisan 1992 tarihinde Akbank Eyüp Şubesinin silahlı soygunu,

18 Şubat 1992 tarihinde polis memuru Bülent Ustun ve bir bekçinin öldürülmesi,

18 Haziran 1992 tarihinde Kartal Tekel satış deposunun bombalanması,ü

16 Ekim 1991 tarihinde ANAP Pendik ilçe binasının bombalanması,

5 Nisan 1992 tarihinde dört polis memuru ile silahlı çatışma, yaralama ve öldürme eylemleri,

27 Mart 1991 tarihinde Ataköy’de bulunan bir helikopterin bombalanması,

7 Nisan 1992 tarihinde Alibeyköy Polis karakolunun bombalanması,

19 Nisan 1992 tarihinde Atışalanı Ekipler Amirliğine yönelik silahlı saldırı,

E. S;

TKPML-TİKKO PKK terör örgütü üyesi olmak,

21 Mart 2000 tarihinde Kartal İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerine silahla ateş açmak,

H.B. isimli bir gazino sahibini silahla yaralamak ve örgüt adına haraç almak,

F.T;

PKK terör örgütüne üye olmak,

Terör örgütünün silahlı dağ kadrosuna elaman kazandırmak için çalışmak ve bu kapsamda 18 yaşından küçük G.S.’nin örgüte katılımını organize etmek,

Muş ilinde örgüt talimatı ve doktrini doğrultusunda eğitim faaliyetleri düzenlemek, örgüt kararlarını ve talimatlarını internet üzerinden örgüt üyeleri ile paylaşmak ve uygulamaya geçirmek,

S. A;

PKK terör örgütü yöneticiliği yapmak,

Yasadışı eylemlerde güvenlik güçlerine molotoflarla saldırmak,

 Örgütsel yayın dağıtmak,

F. E;

Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, (MLKP)

Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak,

Silahla kasten yaralamak,

Konut dokunulmazlığını ihlal etmek,

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak,

Patlayıcı madde kullanmak suretiyle mala zarar vermek,

Kamu malına zarar vermek,

Resmi belgede sahtecilik,

B. N;

Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, (MLKP)

Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak,

Silahla kasten yaralamak,

Konut dokunulmazlığını ihlal etmek,

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak,

Patlayıcı madde kullanmak suretiyle mala zarar vermek,

Kamu malına zarar vermek,

Resmi belgede sahtecilik.

                                                                                                                 tutuklu-gazeteci_2464

Zafer Çağlayan: Saati gazete ilanında gördüm

Haklarındaki soruşturma önergeleri Meclis’te görüşülen eski bakanlardan Zafer Çağlayan çok tartışılan 700 bin TL değerindeki saati nasıl aldığını anlattı.

zafer-caglayan_818

AK Parti milletvekilleri, 4 eski bakanla Meclis Genel Kurulu’ndan önce genel merkezde kahvaltılı toplantıda bir araya geldi. Bu toplantı, haklarında soruşturma önergesi verilen dört eski bakanın ilk savunma yeri oldu. Bakanlar, tek tek söz alarak kendilerini savundular. Zafer Çağlayan çok tartışılan 700 bin dolarlık saat ile ilgili çarpıcı sözler söyledi.

“REZA ZARRAB DA ORTAMDAYDI”

Bu sabah, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve partinin yönetiminin başkanlığında yapılan kahvaltılı toplantıda, söz alan Zafer Çağlayan 700 bin dolarlık saat iddiasıyla ilgili bilgi verirken, saatin fiyatından söz etmedi. Çağlayan, “Ben saati bir gazetenin ilanında gördüm, çok beğendim, ilgili firmayla temasa geçtim, ‘kişiye özel üretiyoruz’ dediler. Daha sonra firma yetkilisi beni aradı ve ‘satın alacak mısınız?’ dedi. Bu konuşma yapılırken Reza Zarrab o ortamda bulunuyordu. ‘Bizim orada ofisimiz var, alır size gönderirler’ dedi. Sonra bir araçla saati bana gönderdiler. Saatin faturası alanın üstüne ama garanti belgesinde benim adım geçiyor. Saatin parasını ödedim ve mal beyanımda da gösterdim” dedi.

GÜLER’DEN KASALARA YORUM YOK

Güler de Reza Zarrab ile nasıl tanıştıklarını anlattı, rüşvet iddialarını yalanladı. Güler, oğlunun yatak odasında bulunan kasalara ilişkin herhangi bir şey söyleme

Bülent Arınç’tan idam cezası açıklaması

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklama yaptı.

bulent-arinctan-idam-cezasi-aciklamasi_9617

 

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası değerlendirmelerde bulundu. Arınç, son zamanlarda gündemde olan idam cezası hakkında konuştu.

İDAM CEZASI GELECEK Mİ?

İdam cezası hakkında sorulan bir soru üzerine konuşan Arınç, “25 yıl ceza avukatlığı yapmış biri olarak metodoloji dediğimiz bir şey var. Suç ve ceza arasında bir oran olması gerekir. Bir insan mağdur olmaya görsün. Size veya evladınız karşı bu tür suçlar işlenmişse ben de siz de bunları asmak gerekir diyebiliriz. Ancak siyasetçi olarak olaya bakmamız lazım.

Unutmayalım Türkiye’de idam cezasının kalması neredeyse 15 yılı buldu.
O zaman kaldırıldı da tekrar geri getirelim. Böyle bir siyasi talebin hangi siyasi partide güçlü olduğunu bana söyler misiniz. CHP’den MHP’den BDP’den böyle bir teklif duyduk mu? Kimden duyduk BBP’den. Haksız değiller onların taleplerini de anlamak lazım. İdamın tekrar getirilmesi konusunda şüphesiz aykırı düşünüyoruz. Cezalarda aslolan caydırıcılıktır. Siz 39 yılı az mı sanıyorsunuz” dedi.

İDAM DEĞİL AĞIRLAŞTIRIMIŞ MÜEBBET

Arınç şöyle devam etti;

“Bugünkü bakanlar kurulunda sayın başbakanımız da yüreğinin yandığını söyledi.
Bir edepsiz adam nişanlısını sokağın ortasında döve döve öldürmüş.
Bunun cezasız mı kaldığını düşünüyorsunuz.

Türkiye’de idam cezasının karşılığı olan cezalar ağırlaştırılmış müebbet olarak infaz ediliyor.”

İşte Arınç’ın konuşmasından önemli satır başları;

– Hazırlanan yeni tasarıda basit ve daha ağır cinsel saldırılar için cezaların kademeli olarak artırılması öngörülüyor. Bu tür suçlarda beden ve ruh sağlığının bozulması halinde cezalarına artırılması durumunu kaldırıyoruz.

CİNSEL SALDIRILAR İÇİN CEZALAR ARTIRILIYOR

– Suçun temel şeklinin cezasın artırılmaktadır. Ayrıca bir muayenesine ihtiyaç kalmayacaktır. Suçun sarkıntılık yoluyla işlenmesinde tasarıda artırma öngörülmektedir. Suçun yoğun hareketlerle işlenmesiyle cezalar hemen hemen bir misli artırılmaktadır. Suçun cinsel ilişki seklinde işlenmesinde ceza bir misli artırılmaktadır. Suçun yetişkinlere karşı işlenmesinde cezalar yarı oranında çocuklara yönelik işlenmesi halinde yine ½ oranında artırılacaktır.

KOŞULLU SALIVERME SÜRESİ ARTIRILIYOR

– 15 yaşını bitirmiş yetişkinler tarafından kandırılarak veya ikna edilerek cinsel ilişkiye girilmesi durumunda cezalar artırılacaktır.

– Cezalar hemen hemen ½ oranında artırılmaktadır.

– Bence çok daha önemli bir hükmü getiriyoruz. Çocuklara karşı işlenen bazı suçların koşullu salıverme sürelerini artıran bir düzenlemeyi getiriyoruz.

– Zorla evlendirmeye ilişkin düzenlemelerde zorla evlendirme suç olarak kabul edilmektedir.

‘YÜZDE YÜZE YAKIN KÖŞK ADAYIMIZ ERDOĞAN’ AÇIKLAMASI

İstişare yok. İstişare amaçlı sorulara cevap verilmez diyor meclis iç tüzüğü. Konuşmam çok açık. Bu benim konuşmamdır. Bana göre doğrudur ve yerindedir.

FAİLE PSİKOLOJİK MUAYENE YAPILABİLİR

Detayları sayın bakanlarımız sizlere anlatırlar. Ağırlaştırılmış müebbet cezası alanların infazı nasıl olursa cinsel saldırı ve öldürme neticesinde ceza alanların da infazı o şekilde olacak. Tek başına belli bir süreyi hücrede geçirme şartı da vardır. Hücre tecrit veya bir başka şey.

Tıbbi müdahaleden hadım etmeyi kast etmiyoruz. Suçun faile psikolojik veya biyolojik bir tedavi yapılabilir. Kısırlaştırılma, hadım olma bu yasa tasarısında görüşülmedi.

ARTAN SUÇLARDA DİZİLERİN ETKİSİ

Dizilerle ilgili konuyu izah edeyim. Bu suçlar kendiliğinden çıkmıyor. Yıl içinde artış gösteriyor. Bunu toplumsal sosyal sebeplerine eğilmemiz gerekiyor. Gençlerin bu suçlarla karşı karşıya gelmesine zemin hazırlayan bir sebep varsa bunları irdelememiz gerekiyor. Önce zemini bataklık olmaktan çıkarmamız lazım.

Yasakçı bir zihniyete sahip değilim. Dizilerin çok büyük bir kesimi etkisi altına aldığını biliyorum. Anayasa bize gençliği koruma görevi veriyor. Diziler konusunda bizim bir yaptırım kararı almamız söz konusu değil. Ben uyarıcı görevimi yapıyorum. RTÜK’ün koyacağı müeyyidelerdir.

İstanbul-Ankara hızlı tren seferleri Mayıs’ta başlıyor

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, İstanbul-Ankara Yüksek Hızlı Tren seferlerine Mayıs ayının 2. yarısı başlanacağını söyledi.

ankara_istanbul_yhtde_geri_sayim13931373600_h1130791

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elva, Sudan Ulusal Ekonomi ve Maliye BakanıBader Eldin Mahmoud Abbas ve Sudan Tarım ve Sulama Bakanı İbrahim Mahmoud Hamid’i ile Bakanlıktaki makamında görüştü.

Görüşme sırasında gazetecilerin sorularınıcevaplandıran Bakan Elvan, İstanbulAnkara YüksekHızlı Tren Seferlerinin Mayıs ayının 2. yarısı başlanacağını ifade ederek hem açılışın gerçekleştirileceğini hem de seferlere başlanacağınıkaydetti.

Ankara ve İstanbul arasındaki demiryolu ulaşımını 7 saatten 3 saate indirecek YüksekHızlı Tren seferleri 2 hafta sonra başlayacak.

Gezici Araştırma Şirketi’nin 1 Mayıs anketi

Gezici Araştırma Şirketi’nin anketine göre; işçilerin yüzde 62’si kutlamaların Yenikapı’da yapılmasını istiyor.

gezici-arastirma-sirketinin-1-mayis-anketi_9880

HÜKÜMETİN GÖRÜŞÜNE KATILIYOR MUSUNUZ?”

Yapılan kamuoyu araştırmasına katılan işçilere, “Yasak yok ama Hükümet, Taksim kutlama yeri de değil şehrin merkezinde kutlama olmaz’ diyor. Hükümetin bu görüşüne katılıyor musunuz?” sorusu yöneltildi.

İŞÇİLERİN YÜZDE 62’Sİ YENİKAPI’YI İSTİYOR

Bu soruya katılanların yüzde 62.6’sı yani bin 552 kişi “Taksim’de kutlanmasın” cevabı verdi. Bu soruya “Taksim’de kutlansın” diyenlerin oranı ise yüzde 37.4 olarak belirlendi. Gezici Araştırma Şirketi, işçilerin Taksim’de kutlama yapılmasını istememelerini değerlendirirken“İşçiler şehir merkezinde oluşacak yoğunluk ve olayların yaşanacağını tahmin ederek Taksim’deki kutlamaya karşı” yorumunu yaptı.